Araştırmalar, aydınlatmanın müşterilerin bir mağazanın kalitesini, alanını ve karakterini nasıl algıladığını etkilediğini gösteriyor. Alışverişe ne kadar zaman harcadıklarını, nerede dolaştıklarını, hangi ürünlere baktıklarını ve “sadece göz atmaktan” satın almaya geçme olasılıklarını etkiler.

Çoğu mimar, tasarımcı ve bina sahibi, aydınlatmanın etkileme yeteneğinin farkındadır ancak yetersiz bilgi nedeniyle sıkça hatalar yapılır.

Sebepler değişir. Belki de aydınlatmaları doğru türde renk yaymıyordur. Belki de müşterilere nereye bakacakları ve ne satın alacakları konusunda ustaca rehberlik etmiyordur. Ortam sıkıcı ve çirkin olabilir. Aydınlatma armatürleri eski bir teknoloji olduğu için (erişimin zor olduğu bir yere monte edildiğinden) enerji maliyeti çok fazladır ve sorunu çözmek pahalıdır.

Ne olursa olsun, kötü aydınlatma satışlara zarar verir ve gereksiz enerji ve bakım maliyetleri yaratır. En yaygın perakende aydınlatma hatalarını ve bunlardan nasıl kaçınılacağını gözden geçirelim.

Alışveriş yapanların gitmesinin istendiği yere odaklanmamak

Ortam ışığı, mağazanızın çoğunu aydınlatmak için ihtiyaç duyduğunuz genel aydınlatmadır. Ancak tüm ürünler aynı şekilde aydınlatılırsa, müşteriler tarafından aynı şekilde görülecektir: eşit değer, ilgi düzeyi ve satın alma veya satın almama aciliyet düzeyi.

İyi odaklanmış vurgu aydınlatması ile hemen şimdi satın alma ihtiyacını artırabilirsiniz. Bu ışıklar tipik olarak ortam ışıklarından üç kat daha parlak olmalı ve müşterilerin bulmasını istediğiniz ürünlere yönlendirilerek anlık satın almalar oluşturmalıdır.

Işıkların müşteri ruh hali üzerindeki etkisini düşünmemek.

Mağazanıza şık ve temiz bir görünüm arıyorsanız, daha sıcak tonlu bir ışık pek işe yaramaz. Bu aydınlatma tarzı, tanıdık ve doğal bir his arayan mağazalar için en iyisidir. Bunun yerine, soğuk beyaz ışığı tercih edin.

Belirli renk sıcaklıkları da belirli ürünleri daha iyi gösterir.

Örneğin bir kuyumcu dükkanında altın, gümüş, platin ve pırlanta takılar soğuk beyaz ışık altında (5000K veya daha yüksek) en iyi şekilde görünürken, sarı altın ve diğer taşlar daha sıcak tonlu (3700K veya altı) bir ışık altında en iyi şekilde görünür.

Işığın ürünleri nasıl gösterdiğini düşünmemek.

Halojen ışıklar, renk ve kontrol için perakendenin en çok tercih edilen aydınlatma teknolojisi olarak hüküm sürüyordu. Halojen ışıklar altında ürünlerin renkleri doğal (güneş ışığı altında) renkleri ile aynıydı ancak zaman değişti. LED aydınlatmalar aydınlattığı ürünlerin renklerini tam olarak oluşturamayabiliyorlar. Güneş ışığına yakın yani doğal renkleri ile aynı şekilde ürünleri göstermek istiyorsanız yüksek CRI değerine sahip LED ışıklar kullanmalısınız.

CRI, Renk Oluşturma İndeksi anlamına gelir. Güneşe kıyasla ışık kaynağına bağlı olarak renklerin insan gözüne ne kadar doğru göründüğünü ortaya çıkaran bir endüstri ölçümüdür. CRI, 100 puanlık bir ölçek kullanır. 100’e ne kadar yakınsanız, referansla o kadar yakından eşleşir.

LED’ler ayrıca alışveriş yapanlara çevrimiçi bulamayacakları bir deneyim sunar. Fotoğraflar genellikle ürünlerdeki renk inceliklerini ve dokuları detaylandırmaz. Kaliteli ışık altında, bir müşteri renk tonlarındaki farklılıkları şahsen daha iyi takdir edebilir.

Işıkların nereye kurulduğunu düşünmemek.

Mağazanızı tasarlarken, ışıklarınıza kolayca erişilebildiğinden ve tüm kontrollerin, uzaktan kumandaların, modüllerin ve diğer özel ekipmanların erişimi kolay alanlarda olduğundan emin olun.

Armatürlerin erişilebilir alanlara yerleştirilmesi, personelin özel ekipman veya işçilik olmadan mağazanın aydınlatmasını hareket ettirmesini, ayarlamasını ve özelleştirmesini kolaylaştırır. Bu, aydınlatmada mütevazı bir ince ayar ile üst düzey ürünleri, satışları ve promosyonları tanıtmak için daha fazla fırsat sunar.

Enerji giderlerini düşünmemek.

Perakende mağazaların giderlerinde aydınlatma dördüncü sırada gelmektedir. LED ışıklar kullanmak enerji maliyetlerini düşürür. Halojen lambalı bazı mağazalar, aydınlatmadan gelen ısıyı önlemek için klimayı yıl boyunca çalıştırır. LED’ler bu masrafları ortadan kaldırır ve daha az güç harcayarak çevreye yardımcı olur. Yoğun aydınlatmanın oluşturduğu ısı artışı özellikle yaz aylarında müşteriler için çok rahatsız edici olabilir.

Bakım maliyetlerini düşünmemek.

Kısa ömürlü, daha eski, verimsiz ışıkların neden çekici olduğunu anlamak kolaydır. Satın alma anında çok daha az maliyetlidirler. Ama uzun vadede ne kadara mal oluyorlar?

Bir ışık söndüğünde veya kalitesi bozulduğunda, bu görsel ve ekonomik olarak göze batan bir şeydir. Armatürü yeniden aydınlatmak için kendi personelinizi kullansanız bile vakit nakittir sözünü unutmayın. İhtiyaç duyulan ekipman da ayrıca maliyet oluşturacaktır. Mağaza içinde kendiniz değiştiremiyorsanız, bir uzman yardımına ihtiyaç duyuyorsanız bunun için daha da fazla para ödeyeceksiniz demektir.

Bakımı kurulumundan daha pahalıya mal olan eski teknolojileri tercih etmek yerine, daha iyi bir ömre sahip daha yeni aydınlatma teknolojilerini kullanın.

Işıkların nasıl kontrol edileceğini düşünmemek.

LED’lerle, mağazanızın ışığı üzerinde sahip olduğunuz kontrol ve özelleştirme emsalsizdir.

Örneğin, kablosuz, Bluetooth ve uzaktan kumanda sistemleri, personelinizin mağazanızın ışığının sıcaklığını ve renk sunumunu (her yerde veya tek bir alanda veya noktada) tek bir düğmeye veya ön ayara basarak değiştirmesine olanak tanır. Bu arada dimmerler, hareket sensörleri ve zamanlayıcılar, enerji harcamalarını azaltır ve aydınlatma ihtiyacının tam olarak karşılanmasına yardımcı olur.