Lux (lx) Aydınlanma Düzeyi
Aydınlanma
Aydınlanma ışık kaynağı (lamba) ile değil, aydınlanan yüzeyle ilgili bir niceliktir ve birim alan üzerine dik olarak düşen ışık şiddeti anlamına gelmektedir. Birimilüks’türve lxkısaltmasıyla gösterilir.Kısaca bir alandaki ışığın miktarını ölçmek için Lux ölçü birimi kullanılır.
Lux & Lumen
Lux birimi lümenden farklıdır. Lumen ışık kaynağının yani lambanın verdiği toplam görünür ışık miktarı iken lux ise aydınlatılmak istenen alandaki ışığın şiddetidir. Işık kaynağının verdiği ışık lümen iken aydınlatmak istediğimiz yüzeye ulaşan ışık seviyesine luxdenir. Işık kaynağının lümen değeri sabit iken luxdeğeri ortamın farklı noktalarında farklı sonuçlar verir.
Abajur Etkisi
Aydınlatılmak istenen obje ile ışık kaynağı arasında bulunacak olan abajur, cam, difüzörmateryalleri ve toz sebebi ile obje üzerine gelen ışık miktarı da azalır.
MesafeAydınlatılmak istenen obje ışık kaynağından uzaklaştıkça ışık şiddeti mesafeye bağlı olarak kareseloranda azalır.Işık seviyesini ölçen bir lüxmetre ile ışık kaynağının hemen yakınında yaptığınız ölçümde yüksek aydınlanma seviyesi değerleri görürken ışık kaynağından uzaklaştıkça aydınlanma seviyesi değerleri hızla azalır. Yukarıdaki grafiği inceleyebilirsiniz.
Işık kaynağının lümen değeri 700 lmolarak sabit iken, ışık kaynağından uzaklaştıkça aydınlanma değer 10.000 lux’den 2000 luxdeğerine kadar azalır.
Lux Değerini ölçmekBulunduğunuz ortamdaki aydınlanma düzeyini bir luxmetre ile ölçebilirsiniz.Luxmetreniz yoksa yeni nesil tüm cep telefonlarının luxdeğerini (yaklaşık olarak) ölçebildiğini unutmayın. Bunun için bir luxmetre uygulamasını cep telefonunuza indirip ışık seviyesini ölçebilirsiniz. Cep telefonunuz Samsungise telefon arama ekranında *#0*# tuşlayın ve açılan ekrandan Sensorsbölümüne tıklayın. Bu ekranda ortamdaki ışık değerini luxolarak gösteren bölüme bakabilirsiniz.
Aydınlatma projelerinde ışık seviyeleri
Aydınlatma projelerinde ışık seviyeleri tanımlanırken Luxdeğerleri verilir. Ortamın bu luxdeğerlerine uygun bir biçimde aydınlatılması talep edilir. Örnek olarak uluslar arası bir otel zincirinin otel proje dosyasında koridor aydınlatması şu şekilde tarif edilmiştir. Koridorda yerden 100 cm yükseklikte 150 luxaydınlanma düzeyi talep edilmektedir.
Aplik yerden ne kadar yükseğe asılmalı?
Duvar Aplikleri :
Duvar aplikleri sadece bir ışık kaynağı değil, mekanın stilinin bir göstergesidir. Duvar aplikleri çeşitli stiller, renkler, dokular ve malzemelerden oluşur. Bir odadaki renkleri ve dokuları tamamlayacak bir duvar dokusu ve rengi seçmek önemlidir. Aplikler, genel aydınlatmanın yetersiz olduğu veya aydınlatmanızda tarzınızı vurgulamak istediğiniz mekanlarda kullanılır. Duvar aplikleri kullanmak mekanın olduğunda büyük gözükmesini sağlar.
Duvar apliklerini nereye yerleştireceğinizi bilmek ve aplik ebatlarının seçimi çok önemlidir. Aplikleri asmak için gereken doğru yükseklik değerinin maalesef basit bir formulü yok! Yükseklik yerleşimini değiştirebilecek birçok faktör vardır. Apliğin kullanılacağı mekana bağlı olarak farklı yükseklik ihtiyaçları ortaya çıkabilir. Mekanda bulunan insanların açıkta kalan ampulün parıltısından rahatsız olmayacak şekilde asılması ve odanın konumuna göre ışıklandırmanın doğru bir seviyede olması en uygun olanıdır. Aplik oturma, yemek odası gibi bir yerde ise oturan kişilerin göz seviyelerinden yukarıda kalması yeterlidir. İnsanların ayakta durmalarını gerektiren yerlerde ya da çok yüksek ve geniş mekanlarda aplik yükseklikleri arttırılabilir. Evlerde bir duvar apliği asarken basit ve iyi bir kural olan apliğin orta kısmının yerden 160 cm yukarıda olması ortalamada iyi bir sonuç verir.
Yatak odası aplikleri :
Yatak odalarında kullanılacak apliklerin dim özellikli olması uygun bir seçim olur.Yatakta kitap okuyanlar için okuma lambalı (LED) aplikler uygun bir çözümdür.Aplik yüksekliği ayakta duran kişiye göre değil yatakta yatan kişiye göre ayarlanmalıdır.Şapkalı aplikler kullanılıyosa, gölge meydana gelmemesi için soft ampuller kullanılmalıdır.
Banyo Aplikleri :
Banyolarda, özellikle ayna kenarlarında kullanılacak apliklerin seçiminde ışık seviyesinin yeterli düzeyde olduğundan emin olun.Banyo apliklerinde kumlu ya da beyaz boyalı camlı aplikler kullanmak göz kamaşmalarını engellemek için basit bir yöntemdir.Genel olarak evlerdeki banyolar çok büyük olmadığından küçük ebatlara sahip aplikler kullanmak daha uygundur.
Aplik için enerji hattı :
Evinizde bir duvara aplik asmak için enerji hattı çekilirken odanızın ebatlarına uygun bir aplik şablonunu kartondan keserek duvara yerleştirin. Ürünü satın almadan önce şablon ile uygun pozisyonu belirleyebilir ve doğru noktaya enerji hattınızı getirebilirsiniz. Karton şablonu sağa-sola ve yukarı-aşağı hareket ettirerek doğru yeri tam olarak belirleyebilirsiniz. Işığın nasıl aydınlatacağını belirlemek için bir el feneri kullanabilirsiniz. Seçtiğiniz yükseklikte mekanda oturan insanların ampul ile direkt göz teması olmadığından emin olun. Ampulün üst kısmı ortalama boydaki bir insanın göz hizasının üstünde olmalıdır. Böylece aplik içindeki ampul direkt olarak görülemez.
Mustafa HASTAOĞLU
Yeni Başlayanlar İçin Avizeler
Yeni başlayanlar için avizeleri tanıttığımız bu yazımızda öncelikle gelin avize parçalarının neler olduğuna bakalım;
Avize Parçaları
A. Rozans (Tavan Elektrik bağlantılarını gizlemek için kullanılır)B. Rozans HalkasıC. TijD. AskıE. ZincirF. Kristal Merkez Üst TabakG. Kristal BabaH. FıskiyeI. OktagonJ. Dekoratif KristalK. Avize KoluL. Kristal Kol TabağıM. Avize GöbeğiN. Göbek KapağıO. Halka/PapyonP. Alt MemeQ. Kristal TopR. Göbek PuluS. MakaraT. Duy / Duy KılıfıU. Şapka / Cam
Kristaller
Kristal camın normal camdan farkı ona kurşun oksit eklenerek yapılmış olmasıdır. Bu nedenle de kristal bardak normal cam bardaktan daha ağırdır. Kurşun oksit eklenmesiyle camın ışık emme ve geçirme özelliklerinde de şaşırtıcı değişiklikler olur. Kurşun oksit camın parlamasını ve düz cama nazaran ışığı daha iyi yansıtmasını, içinden geçen ışınların kırılarak gerçek kristallerde olduğu gibi gökkuşağı renkleri oluşturmalarını sağlar. Bu özellik en çok kristal avizelerde kendini belli eder. Bütün bunların yanında cama ilave edilen kurşun miktarı ona çok özel bir işlenme kolaylığı sağlar. Kristalin cama nazaran çok daha pahalı olmasının esas nedeni kesme ve parlatmayla ilgili tasarım ve işçilik giderleridir. Kristal de piyasada olan herhangi bir cam gibi kırılgandır ancak normal cama oranla darbeye daha dayanıklıdır. Yüksek kaliteli bir kristal cama tırnakla vurulduğunda bir çınlama sesi duyulur. Camın kristal olarak değerlendirilme kriterleri ülkelere göre değişir. Avrupa Birliği kurallarına göre içinde yüzde 4’ten az kurşun olan cam, “cam”dır, yani cama kristal denilebilmesi için en az yüzde 4 kurşun içermesi gerekir. Kurşun oranı yüzde 30’dan fazla olanı da “yüksek kurşunlu kristal” diye adlandırılır.
Floresan lambalar
Floresan tüpler içinde atmosfer basıncından daha düşük basınç ile doldurulmuş argon gazı ve bir miktar cıva içerirler.
Tüpün iç yüzeyi Floresan özellikli fosfor maddesi ile kaplanmıştır.
Tüpün her iki tarafında bulunan filamanlara enerji verildiğinde ısınarak akkor hale gelirler. Bu da yüksek hızlı elektronların salınmasına neden olur. Tüpün bir ucunda negatif yüklü ve «Katod» diye isimlendirdiğimiz filaman elektron yaymaya başlar. Tüpün diğer ucundaki filaman ise «Anod» olarak isimlendirilir ve pozitif bir yüke sahiptir. Pozitif yüklü «Anod» tüp içindeki elektronları hızla kendisine doğru çekerek elektronların tüp içindeki geçiş hızlarını arttırır. Alternatif elektrik kullanıldığından elektrik akımının yönü değiştiğinde «Anod» ve «katod» uçları görevlerini değiştirirler. Bu değişim şebeke frekansına bağlı olarak saniyede 50 defa gerçekleşir. Akkor halindeki katod tüp içindeki cıvayı elektronlarla buharlaştırır ve tüpün içi cıva atomları ile doldurulur.Cıva atomlarına çarpan elektronlar mor ötesi bir ışıma meydana getirirler. Gözle görülemeyen bu ışınım tüpün iç yüzeyine kaplanmış olan fosfor maddesine çarparak görünür ışığa dönüşür.
Lambanın ürettiği ışığın rengi fosfora eklenecek katkı maddeleri ile değiştirilebilir.
Tüp içinde cıva buharı oluşmasından sonra artık filamanların ısıtılmasına gerek yoktur. Bu nedenle starter denilen parça filamanlara giden akımı keser. Artık starter yerinden çıkarılsa bile tüp ışık vermeye devam edecektir.
Simit şeklinde yuvarlak floresan lambalar da oldukça popülerdir.
Balastlar
Mekanik ve elektronik olarak 2 tipte üretilirler. Temel görevleri elektron yayılımını sağlamak için filamanları ısıtmak, deşarjı başlatmak için gerekli olan başlama gerilimini sağlamak ve çalışma anında çalışma akımını doğru değerinde sınırlamaktır.
Mekanik Balastlar
Devreye seri olarak bağlanırlar. Sadece giriş ve çıkıştan oluşurlar. Primer ve sekonder sargıları yoktur sadece primer sargıdan oluşurlar. Ark esansında filamanların oluşturduğu kısa devreye yakın direnç nedeniyle artan akımın sınırlandırılmasını sağlarlar. Çalışma esnasında deşarj direnci çok düşük olduğundan akımın sınırlandırılmasında görev alırlar.
Starter parçaya ihtiyaç duyarlar.
Işık verme süreleri gecikmelidir ve başlangıç aşamasında ışıkta çok kısa süreli yanıp sönmeler gözükür.
Mekanik balast bağlı tüplerin ömürleri elektronik balast bağlı olanlara göre kısadır.
Sargı içindeki demir nüve nedeniyle ses yapabilirler.
Açılıp kapanma esnasında elektro manyetik kirlilik yaparak diğer elektronik cihazları rahatsız edebilirler.
Dim edilemezler. Demir nüveli sargı içerdiğinden ağırdırlar.
Kendi çalışması için de şebekeden güç çekerler.
Elektronik Balastlar
Işık verme süreleri çok kısadır. Tüp ömürlerinin uzamalarına yardımcı olurlar.
Starter’e ihtiyaç duymazlar.
Düşük ısı üretirler
Elektronik cihazları rahatsız etmezler.
Hafiftirler.
Dim edilebilen versiyonları vardır.
Kendi çalışma gücü oldukça düşüktür. Güç faktörü yaklaşık 0.95’dir.
Bakım maliyetleri düşük ve montajları kolaydır.
Floresan Lambaların Avantajları
Enkandesen ampuller, ışık veren filamanların bütünlüğünü koruduğu sürece kullanılabilir. Ancak oldukça ince ve hassas bir tel olan filaman sürekli yüksek sıcaklıklarda ısınıp soğuduğundan bir süre sonra özelliğini kaybeder. Zayıf bir noktasından kopar. Bu parça darbelere ve sarsıntılara karşı da dayanıklı değildir. Bu sebepten dolayı akkor ampuller uzun ömürlü değildir. Floresan lambalar ise akkor ampullere oranla 20 kata varan kullanım ömrü sunar ve ortalama 8-10 bin saat kadar kullanılabilir.
Düşük ısısı nedeniyle ısıl kayıpları olmaz ve enkandesen ampullere oranlar çok daha verimli çalışırlar. Şebekeden çektikleri enerji düşük fakat verdikleri ışık seviyesi yüksektir.
Floresan lambalar uzun ömürlüdürler. Aynı özelliklerdeki enkandesen lambalara göre 10-20 kat daha uzun ömürlüdür.
Fabrika, ofis gibi geniş mekanların aydınlatmasında tercih edilirler.
Enkandesen ampuller filamanın ısınması ile aydınlatma sağladığından çevresine yüksek sıcaklıklar yayarlar. Floresan lambalar daha düşük sıcaklıklarda çalışabilirler. Çalışma esnasında bile bu lambalara temas edilebilir.
Uzun ömürleri nedeniyle bakım ve değiştirme maliyetleri düşüktür.
Güneş ışığı almayan iç mekanlarda bitkilerin yaşaması için bitki yetiştirme amaçlı floresan lambalar mevcuttur.
Dezavantajları
Başlangıç maliyetleri yüksektir.
Tepkime süreleri uzundur.
CRI değeri enkandesen ampullere göre düşüktür. Rengin önemli olduğu yerlerde tercih edilmezler. Yeni nesil yüksek CRI değerine sahip floresan lambalar da geliştirilmiştir.
Cıva içerdiğinden sağlığa zararlı olabilirler.
Saniyede 100 defa tekrarlanan ışık titremeleri oluştururlar. İnsan gözü bu titremeleri algılayamaz ancak bu titremeler göz bozukluklarına neden olabilir.
Sık açıp kapama yapılması gereken yerlerde kullanıma uygun değildir.
Soğuk dış mekanlar için uygun değildir.
Balast ve starter gibi yardımcı ekipmanlara ihtiyaç duyarlar.
Enkandesen Ampuller
Elektrik enerjisi ile üzerinden akım geçen filaman ışık yaymaya başlar. Genellikle kolay erimeyen tungsten maddesinden imal edilirler. Nominal bir akım uygulandığından filaman 2700-2800K değerine kadar ısınır. Halojen ampullerde ısı 3000K değerini de geçebilir. Tungsten maddesi 3695K değerinde erimeye başladığından dolayı filaman olarak bu madde seçilir. Bugün kullanmakta olduğumuz şekli ile enkandesen ampuller 1879 yılından beri kullanılmaktadır.
Bu ampuller şebekede meydana gelecek dalgalanmalardan büyük ölçüde etkilenirler ve ömürleri şebeke dalgalanmalarına bağlı olarak düşer. Ürün ömürleri 1000 saate kadar ancak ulaşabildiğinden kısa ömürlü ampuller olarak kabul edilir. Elektrik enerjisinin büyük bir kısmı ısı enerjisine dönüştüğünden hem verimlilikleri düşük hem de aydınlattığı yerde ısı ürettiğinden özellikle sıcak mevsim ve sıcak bölgelerde rahatsız edici sonuçlar üretebilirler. Verimlilikleri düşük olmasına karşın satın alma maliyetleri oldukça ucuzdur. Verimliliğin düşük olmasının bir diğer nedeni filamanın yaydığı ışığın önemli bir kısmı kızılötesi bölgede yer almaktadır.
Kolayca değiştirilebilen ampuller, daha önceleri her yerde bulunabiliyordu ancak Avrupa birliğinde enerji verimliliği programları neticesinde üretimi artık yasaklanmıştır.
Enkandesen ampuller hem iç mekanlarda hem de dış mekanlarda kullanılabilirler.
Tungsten üzerinden geçen akım ile aydınlanma gerçekleştiğinden, uygulanan elektrik enerjisinin voltajı değiştirilerek kolayca dim edilebilirler.
Akım geçmeye başlamasıyla hemen ışık vermeye başlayan ampulün tepkime süresi hızlı olarak kabul edilebilir.
Işık tayfları sürekli ve düzgün olan enkandesen ampullerin CRI değerleri 100 kabul edilir.
Ampul içindeki filamanın direnci ısıya bağlı olarak değişmektedir. Soğuk haldeki direnci ile sıcak haldeki dirençleri farklı olan filaman başlangıçta standart akım değerinin 10 katına kadar akım çekebilmektedir. Bu süre 1sn’den az sürmektedir. Ancak aydınlatma ürünlerinin tasarımlarında bu başlangıç akımı dikkate alınmalıdır.
Enkandesen ampullerin herhangi bir balast ya da sürücü gibi yardımcı elemanlara ihtiyacı yoktur.
Tuvalet, banyo, koridor gibi sıkça açma/kapama yapılması gereken ve uzun süreli kullanılmayacak olan mekanlar için uygundur. Sıkça açma/kapamanın ürün ömrüne bir etkisi yoktur.
Enkandesen Ampuller
Enkandesen ampullerin ülkemizde en çok kullanılan tipleri E27 ve E14 ismi ile bilinirler. Bu ampulü bulan kişi Edison değildir ancak ampulü hem verimli hem de kolay üretilebilir hale getiren kişi Edisondur. E27/E14 ismindeki E harfi Edisondan gelir ve vidalı (döndürülerek takılan) sistem olduğunu gösterir. E harfinin yanındaki 27 ve 14 rakamları ise mm cinsiden ampül dip çapını gösterir. Ülkemizde çok popüler olmamak ile birlikte E12,E26,E40 gibi farklı versiyonlar da bulunmaktadır.
Halojen Ampuller
Halojen ampullerin Çalışma prensibi standart enkandesen ampullerden farklı değildir.
Enkandesen ampullerde ısı belli bir limitin üzerinde çıkarılamaz. Artan akım nedeniyle spiral şeklinde olan filamanın spiral halkaları arasında ark oluşmaya başlar. Ark oluşturmayacak akım düzeyi enkandesen ampullerin akım değerini kısıtlar.
İçerisine brom ya da iyot gibi az miktarda halojen gazı doldurulmuş olan ampullerde bu arkın oluşma akımı daha yüksek değerlerdedir. Akım nedeniyle ısınan ve zamanla buharlaşan tungsten halojen gazı nedeniyle filamanın üzerinde geri düşerek hem filamanın ömrünü uzatır hem de ampul camının daha berrak kalmasını sağlar.
Bir halojen lamba benzer güçteki bir enkandesen ampule göre daha yüksek sıcaklıkta çalıştırılabilir.
Artan akım ve ısı halojen ampulün enkandesen ampule göre daha yüksek ışık vermesini sağlar.
Işık rengi artan ısı nedeniyle 3000K değerlerine yükselir.
Verimlilik enkandesen ampullere göre nispeten daha yüksektir.
Bu ampullerin küçük boyutlu olarak imal edilebilmesi bir çok aygıtta aydınlatma elemanı olarak kullanılmasını sağlar.
Halojen ampuller daha yüksek sıcaklıklarda çalıştığından bu ampullerin değişimi esnasında soğutulduğundan özellikle emin olmak gerekir.
Dekoratif aydınlatmalarda en çok kullanılan halojen ampuller G9 ve G4 isimli ampullerdir. Bir ampulün isminde bulunan G harfi bu ampulün bi-pin (çift bacaklı) bağlantı sistemine sahip olduğunu gösterir. G harfinin yanında bulunan sayı, bacakların merkezleri arasındaki mesafeyi mm cinsinden vermektedir.
Farklı uygulamaları olmakla birlikte genel olarak G9 220V~ ve G4 12V~ olarak çalışmaktadır.
Enkandesen ampullerin yasaklanmasından sonra mevcut üretilmiş/üretilen avize ve aydınlatma armatürlerinde bulunan E27/E14 duylarda kullanılmak üzere enkandesen ampul görünümlü E27/E14 duylu halojen ampuller geliştirilmiştir. Gerçekte halojen ampul olarak üretilmişlerdir ancak standart avize ve aydınlatma armatürlerinde de kullanılabilmesi için bağlantı kısımları E27/E14 olarak imal edilmişlerdir.
Bu ampullerin de enkandesen ampuller gibi karbon salınımları yüksek olduğundan çok yakın bir zamanda Avrupa’da yasaklanması planlanmaktadır.
Bir çok kişi halojen ampullerin büyük bir ses çıkararak patladığına şahit olmuştur. Bunun nedeni parmaklardaki vücut yağları çıplak elle dokunulduğundan ampulün camına bulaşır. Camın bir bölümü yağlı ve bir bölümü de temiz kaldığından yanan ve ampulün çalışması sırasında meydana gelen yüksek ısı homojen olmayan cam yüzeyinde farklı ısı bölgeleri oluştururlar. Bu da camın ses çıkararak kırılmasına neden olur. Bunu engellemenin yolu halojen ampulleri takarken ya hiç dokunmamak ya da dokunduktan çalıştırmadan önce sonra güzelce temizlemektir.
CRI Nedir ?
CRI (Color rendering Index) renksel geriverim endeksi. Renksel geri verim, bir ışık kaynağının, aydınlattığı cismin renklerini ne kadar aslına sadık oluşturduğunun ölçüsü olarak tanımlanabilir.
Gün ışığının CRI değeri 100 kabul edilir. Renksel geriverim endeksinin ölçü birimi Ra’dır ve ”gün ışığı” için bu değer 100’dür.
Bir alışveriş merkezindeki bir mağazadan beğendiği renkte bir elbise alan bir bayan evine döndüğünde satın aldığı elbisenin istediği renkte olmadığını fark ediyor. Bunun nedeni elbisenin satın alındığı mağazanın aydınlatmasında kullanılan ampullerin CRI değerleri düşük ve bu nedenle renkleri tam olarak doğru bir biçimde göstermiyor. Bunun gibi rengin önemli olduğu yerlerde kesinlikle CRI değeri yüksek yani Ra>90 bir ampul kullanmak gerekmektedir.
Işığın rengi olarak tanımladığımız Kelvin değeri ile CRI birbirinden tamamen farklı kavramlardır. Kelvin ışığın görünür rengini tanımlarken CRI aydınlatılan ortamdaki nesnelerin gerçek renklerini hangi oranda görebildiğimizi tanımlar.
Aydınlatmada ışık kaynaklarının kullanım yerlerine göre uygun CRI değerleri seçilmelidir. Rengin çok önemli olduğu boyahaneler, grafik ve matbaa hizmeti veren kuruluşlar, kozmetik ve moda mağazaları, kuaförler ve sanat galerileri gibi yerlerde mümkün olan en yüksek CRI değeri kullanılmalıdır. Ancak rengin herhangi bir öneminin olmadığı aydınlatmalar da vardır. Buralarda düşük CRI değerleri seçilmesinde bir mahzur yoktur. Örnek olarak otopark aydınlatmaları, güvenlik aydınlatmaları ve yol/köprü aydınlatmalarında bu düşük CRI değerli ampuller kullanılabilir.
Neden her yerde yüksek CRI kullanmıyoruz ?
Renksel geriverim ile ışık kaynağının verimliliği ters orantılıdır. Yani eğer renklerden feragat edersek daha az para ile daha çok ışık alabiliriz. CRI değeri yüksek olan ampullerin fiyatları da yüksektir.
CRI nasıl ölçülür ?
Bir sonraki sayfada bulunan tabloda bulunan R1..R8 arasında bulunan düşük doygunluğa sahip renklerin güneş ışığı altındaki benzerliklerinin değerlendirmeleri yapılır. CRI değeri bu R1..R8 değerlendirmelerinin ortalaması olarak kabul edilir.
R9 kırmızı problemi nedir ?
Standart CRI değerleri R1 ve R8 arasındaki düşük yoğunluklu renkler ile yapılır. Ancak LED aydınlatmaların kırmızı renk geriverimini tam olarak başaramadıkları da bir gerçektir. R9 ve R14 arasındaki renklerin geri verim indexleri ayrıca tanımlanır. Bu değerlerden R9 (kırmızı) ve R13 (cilt tonu) değerleri büyük önem kazanır. Bazı marketlerin kasap reyonlarında etlerin çok güzel göründüklerini fark etmişsinizdir. Bu şekilde kırmızı rengi tam olarak gösterebilecek R9 değeri yüksek bir ampul kullanılmıştır.
R9 Lokantalarda neden önemlidir ?
İnsanlar, damak zevkleri ile olduğu kadar gözleriyle de yemek yeme eğilimindedir, bu da özellikle lokantalarda yemek sunumunu son derece önemli hale getirmektedir. Etler, balıklar, meyveler ve sebzeler gibi birçok gıda maddesi yüksek miktarda kırmızı madde taşır; bu ürünleri gösteren ampulün düzgün bir R9 seviyesine sahip olmaması durumunda, gıda renksiz görünebilir, bu da müşteri memnuniyetsizliğine neden olabilir.
R9 Hastanelerde neden önemlidir ?
Hastanelerde muayene yapan doktorların hastalarının cilt tonlarını tam olarak görmeye ihtiyaç duyarlar, cerrahi müdahalelerde kırmızı en önemli renktir ve bu nedenle hem R9 hem de R13 değerleri hastaneler için önem kazanmaktadır.
Perakende sektöründe R9
Giysi sergileyen bir perakende yerini yönetiyorsanız veya müşteriler giyim eşyaları üzerinde çalışıyor ise, cilt tonlarının ve bazı giyim eşyalarının güçlü kırmızı tonlar içerdiğini aklınızda tutmanız önemlidir. Soyunma odaları, vitrin odası veya vurgulu aydınlatma için seçtiğiniz aydınlatma, kıyafetlerin gerçek renklerini müşterinin cildine doğru şekilde gösterebilmek için yüksek bir CRI ve R9 kalitesine sahip olmalıdır.
Yapay Işık Kaynakları
Yapay Işık kaynakları ampuller temelde iki ana gruba ayrılırlar. Termal ısıtıcılar (Isı ile ışıma yapan ampuller) ve deşarj lambaları. Gündelik hayatımıza yeni giren LED aydınlatmalar ise yarı iletken (katı hal) lambaları olarak tasnif edilirler.
Kullanım yerine göre ışık kaynağını seçmek son derece önemlidir. Bu bölümde farklı türlerdeki ışık kaynaklarını ve birbirlerine olan üstünlük ve zayıflıklarını öğreneceğiz.
Kelvin (Renk Sıcaklığı) Nedir ?
Kelvin fen bilimlerinde kullanılan K harfi ile gösterilen ve birim aralığı santigrat (celcius) derecesiyle aynı olan, ancak sıfır noktası olarak mutlak sıfırı ( -273.15 santigrat) kabul eden bir sıcaklık ölçüsü birimidir.
Kelvin-Santigrat derece ilişkisi
0 °C=273K100 °C=373KKısaca santigrat derece ile ölçtüğümüz bir sıcaklığı Kelvin'e çevirmek için +273 ilave etmemiz yeterlidir.
Işığın rengi flamanın ısısıyla değişmektedir. Buna renk sıcaklığı teorisi denir. Kolay erimeyen bir metali ısıtmaya başladığımızda 1000K civarında kızarmaya ve ışık vermeye başlar. Isıtmaya devam ettiğimizde renk değişmeye başlar. 5000K sıcaklığına ulaştığımızda akkor (beyaz) renge ulaşırız. Isı daha artırılmaya devam edilirse 10000K sıcaklığında mavi bir renk alacaktır. İşte bu nedenle ışığın ısısı Kelvin (K) ile gösterilir ve kelvinmetre ile ölçülür.
Yeni bir kavram : KELVIN
Daha önce güncel hayatta pek tanışmadığımız kelvin kavramı nereden çıktı?LED ve enerji tasarruflu ampullerden önce tüm ev aydınlatmaları flamanlı ampuller tarafından sağlanıyordu. Bu ampullerde sadece 2700-3000K aralığında ışık verdiklerinden kelvin kavramı bilinmiyordu. Ancak enerji tasarruflu ampuller ve LED'ler kullanılmaya başlandıkça ve bunların sundukları farklı renk sıcaklıkları bu kavramı güncel hayatta daha bilinir hale getirdi.
Satın aldığımız aydınlatma ürünlerinde ışık kaynağının hangi renk sıcaklığını verdiği belirtilir. Buna göre 2700-3500K arası sıcak renkleri verirken 5000K değerleri çoğu zaman gün ışığı da dediğimiz doğal beyaz ışığı verecektir. Kelvin değeri 6500'e çıktığında artık soğuk beyaz bir ışık elde edilir.Hangi kelvin değerinde hangi sıcaklığın oluştuğunu yukarıdaki KELVIN RENK SICAKLIĞI TABLOSU'nda görebilirsiniz.
Sıcak ışık (2700-3200 Kelvin)
2700 – 3200 kelvin renk sıcaklıkları ”sıcak ışık” olarak kabul edilir. Sıcak ışık genellikle parlak soğuk ışığa göre daha yumuşak, iyi bir görüş ve rahat bir atmosfer sağlar. Bunun için yatak odaları, oturma odaları, yemek odaları ve lokantalarda tercih edilir. Ev yaşamında konfor sağlamak için bu renk sıcaklığı tercih edilmelidir.
Doğal ışık (4000-5000 Kelvin)
Sıcak ışık evlerde genel bir kabul görmesine rağmen, bazı kişiler doğal beyaz ışığı tercih edebiliyor.Doğal beyaz ışık 4000 – 5000 kelvin renk sıcaklığındadır.Kişilerde ve çalışanlarda enerjik ve ferahlatıcı bir ruh hali yarattığı için ofis, girişler ve diğer çalışma ortamlarında tercih edilir.
Soğuk ışık (5500-6500 Kelvin)
Çalışma ortamlarında soğuk beyaz ışık iş verimliliğini artırabilir, detayları görmemiz gereken işlerde bu renk tercih edilmelidir. Görsel alanlar, güvenlik aydınlatmaları ve garajlar için tavsi edilir.
https://www.youtube.com/watch?v=9oo8H9DpryU